Değerli dostlar yeniden merhaba. Hemen belirtelim ki bir önceki yazımdan çok güzel dönüşler almanın mutluluğunun ve tatlı bir yorgunluğunun ardından sizlere bir çırpıda okuyup bitirdiğim bir kitaptan bahsetmek isterim. Yine bir Stefan Zweig eseri: Bizans’ın Düşüşü – Sultan Mehmed Han’ın İstanbul’u Fethi- .
Şimdi doğrusunu söylemek gerekirse öyle belgeleriyle bir tarih kitabı niteliğinde değil. Dolayısıyla sadece farklı bir bakış açısıyla fethi anlayabilmenin ufak çırpınmalarına karşın okunabilecek bir eser. Yazar her ne kadar objektif olmaya çalışmışsa da pek başarılı olamamış ki zaten objektif olmak zorunda da değil.
Sahip olduğu güce güvenerek savaş hazırlığı yapanlar, savaş kazandıkları güne kadar daima barıştan söz ederler.
Bizans’ın Düşüşü, Stefan Zweig
Peki, içerik nasıl? Şöyle ki; Açıkçası pek fetih tarihi ile ilgili kitaplar okumamış olsak da milliyetçi! ve muhafazakar! bir toplum yapımız itibari ile fetih hakkında bir çok efsaneler ve güzellemeler okumuş ya da duymuşuzdur. Fakat gelgelelim kitabın onuncu bölümünde yer alan “Unutulan Kapı Kerkaporta” olayını ilk defa burada okuyunca gerçekten çok fazla ilgimi çekti. Yani bu kapı öyle bir kapı ki savaşın seyrini değiştirmiş yazara göre. Dilerseniz hikayesini burada yazmayayım okuyunca öğrenirsiniz.
Editör Notu : Reklamlara tıklayarak bize destek olabilirsiniz.Daha öncesinde yaşadıkları fikir ayrılıkları ve din tartışmaları nedeniyle bir türlü bir araya gelemeyen insanlar, son saatlerinde kentin meydanlarında toplanmaya başlarlar. Çok yazık ki dünya tarihi boyunca insanlar, ancak tehlike artık çok bariz bir hale geldiğinde birleşmeyi akıl edebilirler.
Bizans’ın Düşüşü, Stefan Zweig
Son söz yazarın dilinden pek bahsetmeme gerek yok zannediyorum. Çünkü bizi takip eden dostlar Stefan Zweig dilini artık benimsemişlerdir. Ben kitabı Kanon Kitap‘tan okudum. 77 sayfalık kısa bir fetih rüzgarında size iyi yolculuklar diliyorum.
İnanmaya devam edin…