İçeriğe geç

Yürümenin Felsefesi

Yürümenin-Felsefesi-kitap-yorumu

Yürümenin Felsefesi kitabını ilk elime aldığımda “yürüme” den kastedilenin idealist bir anlam ihtiva edeceğini umarak başladığım fakat bildiğimiz tekdüze, sade, hareketlilik içeren ‘yürümek’ten bahsedildiğini anladığımda umduğumu bulamayacağım endişesine kapıldım ilkin. Fakat ilerledikçe hiç de ilgimi çekmeyecek bir konunun, yürümenin, bir felsefesinin nasıl yazılabileceğini hatta ve hatta bir manifesto gibi ‘yürümeye’ yürütecek dinamizmi gördüm Yürümenin Felsefe ‘sinde.

Böyle bahsettiğime bakıp da zorlama yoluyla ‘olmayana’ bir anlam yükleme ve bunun üzerinden felsefe yapma gibi bir bayağılıktan uzak durun öncelikle; öyle bir niyeti yok Frederic Gros‘un çünkü. Bu dediğim bahsi destekler nitelikte yazar, yürümenin üç önemli yönünü gözler önüne seriyor: tekdüzelik, düzenlilik ve kaçınılmazlıkla ilişkilendirerek tasvir ediyor yürümeyi.

Bir kez ayakları üstünde dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan.

Yazarın başarıyla savunduğu asıl konu ise yürümekten murad edilenin bahsettiği bu içerikler olduğu ve bu içeriğe sahip yürüme felsefesi edinilmişse başka bir yanına ihtiyaç kalmadığını deklare etmek.

Yürümenin; sporla ilgisi olmadığını, özgürlükle olan derin bağlantısını, yalnızlık ve sessizlikle birlikte muhteşem bir kombinasyon oluşturduğunu, yavaşlığındaki ritmin ahengini, enerjik bir ruhun anahtarı olduğunu hissettiriyor yavaş yavaş. Adeta bahsettiğim bu betimlemelerle içinize doğru yürüyor ve vardığı menzilde yürüme içgüdünüze dokunuyor, uyandırıyor yürümeme uykusundan.

Tarihten de yararlanıyor yürümenin felsefesini aktarırken. Özellikle Nietzche‘nin, Rimbaud’un, Rousseau‘nun, Kant’ın ve Gandi’nin yürümelerini ve bu yürüyüşlerin bu şahsiyetlerde uyardığı hissiyatı aktarıyor. Kıyas yapıyor yürüyüşler arasında. Nietzche’yi kendi yapan yürüyüş ile Kant’ı farklı kılan yürüyüşün farklarına değiniyor. Kutsal yanını da ele alıyor yürüyüşün, özellikle Hristiyan hacılarının bu meşakkatte buldukları hissiyatı, Gandi’nin sivil itaatsizliğinde yürümeye olan teşvikin etkilerine değiniyor.

Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.

Benim açımdan ne umduğum gibi başladığım ne de başladığım gibi umduğum fakat hayranlıkta kendimi bulduğum bir eser oldu Yürümenin Felsefesi .

Yürümeye dair, her gün yaptığınız işin felsefesini merak edenleri Yürümenin Felsefesi ‘ne bekliyorum.

 Herkese keyifli ve iyi okumalar.

Kitapmetre – En ucuza nereden alabilirim ?
Tıkla
Bu kitabı arkadaşlarınla paylaş:

Bu kitabı okumuş muydun? Düşüncelerini insanlarla paylaş