Suç ve Ceza yazıma başlamadan hemen önce birçok klişeyi atlayıp sadece bir tanesini söyleyeyim: Hakikaten böyle büyük bir şaheseri anlatmak, biraz olsun talihsiz yorumlar yapmak pek de haddime değildir, kabul.
Şimdi gelelim Suç ve Ceza kitabımıza ve tabi ki de eseri okumasak bile ismini bilmeyenin dışlandığı başkarakter Rodion Romanoviç Raskolnikov’a. Mutlaka sizin de vardır çevrenizde böyle, nasıl anlatılır; sünepe, insanları aşağılayan, kibirli ama bir o kadar da kendinden nefret eden bilmem ne bela bir adam. ‘Yahu böyle bir adamı zorunda olmadıkça neden çevremde tutayım ki?’ deyişinizi duyar gibiyim. Haklısınız da. İlginçtir böyle karakterlerin de ayrı bir çekiciliği ve albenisi oluyor. Hadi canım sen de neden bahsediyorsun demeyin ve Suç ve Ceza ‘yı okuyun, hele bir Raskolnikov’u tanıyın ve bana hak verin. Yer yer karşılıklı münakaşa edin bazen de sevincinizi, umudunuzu paylaşın kahramanımızla.
Editör Notu : Reklamlara tıklayarak bize destek olabilirsiniz.Peki ya ne yapmış bu Raskolnikov da başkarakter olmuş? Söyleyeyim: Yoksul bir hukuk öğrencisi olması sebebiyle hem ekonomik anlamda kendini rahatlatmak hem de herkesin nefret ettiği baş belası ihtiyar bir tefeciden kurtulmak için katil olmuştur. Aman şişşt, sakın duymasın böyle dediğinizi keza çok kızıyor kendisine katil denmesini. Hatta öyle ki bunu bir cinayet olarak değil de dünyanın kötü ve lüzumsuz bir bitten kurtulması olarak değerlendiriyor ve ekliyor; “Bir gün kendime şöyle bir soru sordum: Eğer benim yerimde Napolyon olsaydı ve mesleki tırmanışına başlamak için önünde ne Toulon ne de Mısır’dan geçiş gibi güzel ve anıtsal şeyler değil de gülünç, zavallı bir kocakarı, üstelik de sandığındaki paraları çalmak için öldürülmesi gereken bir tefeci kocakarı bulunsaydı ve başkaca da hiçbir çıkış yolu olmasaydı, acaba ne yapardı?” Bulduğu cevabı söylemeye gerek yok herhalde.
Eserde asıl hikâye de bu cinayetten sonra başlıyor. Raskolnikov’un başta kendi iç dünyası olmakla beraber sevdikleri, sevemedikleri ve sevmeyecekleriyle olan toplum, burjuva yaşamı, ölüm hakkında mülahazaları ve sorgulayıcı yapısı, kahramanımızı bazı radikal kararlar almaya itecek ayrıca yan karakterlerle olan sözlü tartışmalarında kendinizi hem bir ‘Ahlak nedir?’ sorusunun tam merkezinde hem de son tahlilde romanın nasıl biteceğini tahmin etmeye çalışırken bulacaksınız.
Editör Notu : Reklamlara tıklayarak bize destek olabilirsiniz.Siz de takdir edersiniz ki bu eser birçok yayınevi tarafından basılmış ve ilgi görmüştür. Bunlar arasında size bir karşılaştırma yapamayacak olsam da Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan okumanızı tavsiye ederim. Çünkü bu çeviri orijinal dile sadık kalmış, olabildiğince özenle hazırlanmış ve basılmış olup size ufak bir uyarıda bulunmak isterim. İlginçtir ki Dostoyevski‘nin eserini Rusça aslından ustalıkla çeviren Mazlum Beyhan’ın yazar ve roman üzerine yorumlarını dile getirdiği ve içerisinde bolca romanın hikâyesine dair kopyalar veren bu ufak bölümü eserin henüz başına eklemişlerdir. Rica ederim eseri bitirdiğinizde bu bölümü okuyunuz.
Son söz: Ne senle ne de sensiz yaşanmıyor Raskolnikov !
İnanmaya devam edin…
KitabınaBak – Bu Kitabı En Ucuza Nereden Alabilirim? Tıkla !
Suç ve Ceza ile ilgili daha kötü bir yorum görmedim. Günlerdir 50 tane makale, yorum ve inceleme okudum neredeyse ama bu kadar baştan savma bir şey görmedim. Reklama tıkladığım için çok pişmanım.
Merhaba beğenmemenize üzüldük. Herhangi bir iddiamız yok, ama sizinle aynı fikirde değiliz. Bizim amacımız kitabı tanıtarak biraz fikir vermek biraz da merak uyandırmak. Burada sayfalarca tahlil yapmak mümkün ama okunmuyor aksine olumsuz bir algı bile oluşabiliyor.
şuan okuma aşamasındayım. emeğiniz için teşekkür ederim
Umarım beğenirsiniz, biz teşekkür ederiz efendim ?