Yazar : Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi
Sayfa Sayısı : 333
Yayınevi : Büyüyenay Yayınları
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgâr gibi, süzülüyorum
Muhsin Yazıcıoğlu
Değerli okuyucular, yine bir klavyeye dokunma gafletinde bulunarak sizlerin pek kıymetli vakitlerini kuruş kuruş harcadığımdan dolayı ne kadar üzgün olduğumu belirtmek isterim. Pek muhtemel ki az sonra sizlere tanıtacağım eseri ne anlayabilmiş ne de anlatabilmiş olacağım.
Öyle ki maddiyat emrimin mahkûmu; maneviyat irademin zebunudur. Maalesef ruhum kendisini doyuracak gıdayı halen bulamamıştır. Yazık ki bana elimde ne bir adres vardır ne de dilimde birkaç satır kelam.
Ne var ki evimin unutulmuş bir köşesinde, tozlu raflar arasında elime geçmiş olan bu kitap beni düşünmeye sevk etmekle kalmamış aradığım suallere cevap vermiş, bunalıp hafif bir rüzgâr gibi süzülmek istediğim anlarda hem sırdaşım hem de üstadım olmuştur. Aynı, eserin kahramanı Raci gibi.
Editör Notu: Reklamlara tıklayarak bize destek olabilirsiniz. 🙂
Kimdir bu Raci? Maddi manevi tüm ilimleri görmüş, okumuş fakat okudukça içindeki şüphe artmış ve uzun arayış serüvenine kapılmış bir Türk genci. Raci adeta tasdik ile inkâr arasında kalmıştır. Bu ruhi bunalımdan kurtulmak için nice tekkelere gitmiş binbir türlü şeyhin eteğini öpmüştür fakat nafile, rahatlamak, serinlemek ne hacet daha da alevlenmiş ve büyük bir uçuruma doğru sürüklenirken şehrin mezarlığında Aynalı Baba ile karşılaşmıştır. O Aynalı Baba ki Raci’yi ve tabi ki de biz okuyucuları dokuz gün boyunca hayalin derinliklerinde gezdirmiş ve yavaş yavaş hakikate yaklaştırarak dokuz farklı merhaleden geçirmiştir.
Gelgelelim kitaba. A’mak-ı Hayal, Türk Edebiyatı’nın en bahtsız eseridir belki de. 20. Yüzyılın başlarında yazılmış Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi’nin A’mak-ı Hayal (Raci’nin Hatıraları) adlı eseri 1925 yılında inanılmaz bir özensizlikle basılmış ve yayımlanmıştır. Neyse ki Büyüyenay Yayınları uzun uğraşlar sonucu güvenilirliği sarsılmış bu 333 sahifelik eseri yeniden ayağa kaldırmış bizlere sunmuştur.
Editör Notu: Reklamlara tıklayarak bize destek olabilirsiniz. 🙂
Belirtmekte fayda var ki eserin dili ağırdır, anlaşılması güç bazı kesitler mevcuttur. Ama yine de modern dünyada başıboş kalmış ruhlarımızı doyurabilecek bir başyapıttır. Tavsiyem odur ki bu eseri birkaç defa okumak ve her seferinde başka bir ruhi zevk ile kuşatılmanın keyfini çıkarmak gerekecektir.
İnanmaya devam edin…
Ne kadar güzel tasvirlerle başlıyor böyle, etkileyici!